1908'de katipliği bırakarak, Servet-i Fünun'da ve Tercüman-ı
Hakikat'te çalışmaya başladı, bu arada kendisine ait Son Havadis adıyla bir
gazete çıkardı ancak bunu on beş sayı sürdürebildi. Fecr-i Ati Topluluğu'na
katıldı, Servet-i Fünun'a yazılar verdi. Kalem adındaki mizah dergisinde de
"Kirpi" müstear ismiyle siyasi mizah yazıları yazdı. Sada-yı Millet'te, bilahare
Cem'de Kirpi müstear ismiyle yazılar yazdı.
Gazeteci Ahmet Samim'in 9 Haziran 1910'da İttihatçılarca katledilmesi üzerine İştirak adlı gazetenin 13 Haziran 1910 tarihli nüshasının buna ilişkin yazılara ayrılmasını sağladı ve bu yüzden İttihat ve Terakkicilerce mimlendi.
Gazeteci Ahmet Samim'in 9 Haziran 1910'da İttihatçılarca katledilmesi üzerine İştirak adlı gazetenin 13 Haziran 1910 tarihli nüshasının buna ilişkin yazılara ayrılmasını sağladı ve bu yüzden İttihat ve Terakkicilerce mimlendi.
"Kirpi" müstear ismiyle yazdığı,
İttihat ve Terakki Fırkası'nı yerden yere vuran yazılarını "Kirpinin Dedikleri"
adıyla bir kitapta topladı ve bu arada Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın elindeki
Beyoğlu Belediyesi'nde yedi ay süreyle Başkatip olarak çalıştı, Mahmud Şevket
Paşa'nın katlinden hemen sonra da, yargılanmaksızın Sinop'a sürüldü (1913),
bilahare Çorum, Ankara ve Bilecik'e gönderildi.
Bilecik'teyken ongünlük bir
izinle İstanbul'a geldiğinde Ziya Gökalp'in yardımlarıyla geri dönmedi yani
sürgünlüğü son buldu (1918).
Robert Kolej'de bir yıl kadar Türkçe öğretmenliği yaptı, bu arada Vakit, Tasvir-i Efkar ve Zaman gazetelerinde makaleler yayınlayan Refik Halid, Damat Ferit Paşa'nın dostluğu sayesinde, mütarekeden hemen sonra Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na katıldı, Posta ve Telgraf Umum Müdürü olarak görevlendirildi (1919).
Robert Kolej'de bir yıl kadar Türkçe öğretmenliği yaptı, bu arada Vakit, Tasvir-i Efkar ve Zaman gazetelerinde makaleler yayınlayan Refik Halid, Damat Ferit Paşa'nın dostluğu sayesinde, mütarekeden hemen sonra Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na katıldı, Posta ve Telgraf Umum Müdürü olarak görevlendirildi (1919).
İzmir'in işgalinden sonra Anadolu
Hareketiyle İstanbul Hükumeti arasında yaşanan telgraf krizinde İstanbul
Hükumetini tuttuğu için, İstanbul'un işgalcilerden kurtarılışının ardından
09.11.1922 tarihinde Beyrut'a kaçtı.
Yüzellilikler listesine alınması ve ihracı
konusunda baskı yapılması üzerine Suriye'nin vatandaşlığını kabul etmek zorunda
kalan Refik Halid, Halep'te yayımlanan Doğruyol ve Vahdet gazetelerini yönetti,
bir ara kendi adına çıkardığı gazeteyi de tepkiler yüzünden kapatmak zorunda
kaldı.
Af Kanunuyla, 1938'de yurda dönüp, yazmaya ve geçimini bu yoldan sağlamaya devam eden Refik Halid, 18.7.1965 tarihinde İstanbul'da öldü. ESERLERİ
Romanları:
Af Kanunuyla, 1938'de yurda dönüp, yazmaya ve geçimini bu yoldan sağlamaya devam eden Refik Halid, 18.7.1965 tarihinde İstanbul'da öldü. ESERLERİ
Romanları:
- İstanbul’un İçyüzü,
- Yezidin Kızı,
- Çete,
- Sürgün,
- Anahtar,
- Bu Bizim Hayatımız,
- Nilgün 1-2-3,
- Yeraltında Dünya Var,
- Dişi Örümcek,
- Bugünün Saraylısı,
- İkibin Yılın Sevgilisi,
- İki Cisimli kadın,
- Kadınlar Tekkesi,
- Karlı Dağdaki Ateş,
- Dört Yapraklı Yonca,
- Sonuncu Kadeh.
Hikaye Kitapları:
- Memleket Hikâyeleri,
- Gurbet Hikâyeleri.
Kirpinin Dedikleri, - Ago Paşa’nın Hatıraları,
- Ay Peşinde,
- Sakın Aldanma İnanma Kanma,
- Tanıdıklarım,
- Guguklu Saat,
- Bir Avuç Saçma,
- Bir İçim Su,
- İlk Adım,
- Üç Nesil Üç Hayat,
- Minelbab İlelmihrab
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder